Gün geçtikçe akademiye alışmaya başladım, sınıftaki insanlarda yavaş yavaş bana yaklaşmaya basladılar ve en sonunda benimle konuşabildiler. İlk konuşan kişi Hitoriydi, Hitoriyi uzun zamandır tanıyordum, genellikle çekingen biriydi ve hiç konuşmuyordu, bana sorduğu ilk soru şuydu.
"Peki Hinami... öncelikle Ailenden başlayalım, bana tam ismini söyleyebilirmisin?"
Çok şaşırmıştım, böyle bir soru beklemiyordum ama Hitori zeki biriydi, buyüzden söylemesem olmazdı.
"Hi-Hinami Lily Fugo..."
Soyadımı yani Fugoyu söylediğimde Achiride dahil tüm sınıf bana dik dik bakıyordu...
"Ne-neden öyle bakıyorsunuz? Yanlış bir şeymi dedim yoksa??"
Aslında herkesin bana bakmasını sebebi içinde bulunduğum klandı...
Birkaç saat sonra sınıfa terli terli biri daldı ve Achiriye seslendi.
"Achiri! Bi-biri bayıldı."
Achiri dahil herkes şaşırmıştı ama nedense ben birşey hissetmiyordum. Terli adam beni tanıyordu ve neler yaşadığımı da biliyordu buyüzden hemen yanıma gelip sordu...
"Sen... oraya düştüğünde nasıl uyandın?!"
Bende cevabımı esirgemedin ve söyledim.
"Bilmiyorum ama bayıldığım zaman annem beni yatağıma taşımıştı. Sanırım gölgeden çıkınca uyandım."
Bunu duyan adam hemen geri koşmaya başladı ve çocuğu gölgeden çıkarıl sınıfa getirdi. Ama busefer tek şaşıran bendim, çünkü bu çocuğu tanıyordum.
"A-abi?!"
Ben bu kelimeyi söyleyince herkes yine gözlerini bana dikti.
"Abimi?"
"Ne abisi?"
"Torakunun kız kardeşimi vat?!"
(Siktir ağzımdan kaçtı)
Çok geçmeden Toraku uyandı,ve uyandığı gibi beni gördü.
"Hinami?"
Evet... yoraku benim abimdi, tüm sınıf yanıma toplandı ve beni darlamaya başladı.
"Sen Torakunun kız kardeşi olamazsın ikiniz hiç benzemiyorsunuz."
"Eğer onun kız kardeşiysen ozaman neden onunla ayrı yaşadın?"
Sorular gitmek bilmiyordu, hatta kıskananlar bile vardı.
(Yeter soru sormayın artık!)
Toraku yattığı yerden kalktı ve yanıma geldi, Toraku gelirken nedense herkes ona yol açıyordu. Bu bir garibime gitmişti, yanıma geldiğinde hemen sordu.
"O gün gördüğün şey... bana tarif edebilirmisin?"
Bu soru karşısında şaşırmıştım. Sanırım oda o yaratığı görenlerden biriydi...
"Şey sanırım yamuk dişlerle ürkütücü bir şekilde gülümseyen beyaz gözlü bir yaratıktı."
Bunu söyleyince Toraku ve Achiri hariç herkes bana yine gözlerini dikti.
"Benimde gördüğüm şey oydu... sanırım sen benden daha önce görmüşsün Hinami."
Diyerek cevap verdi. Aslında herkesin bana bakmasını sebebi anlatırken titreye titreye ve boncuk gibi açılmış korkak gözlerle anlatmamdı. Sanırım travmam tetiklenmişti, tabi Toraku beni görünce yanıma geldi ve bana sarıldı. Sanırım oda benimle aynı hisleri yaşamıştı...
Birkaç dakika sonra Toraku gülümseyerek sınıfına gitti. Ama bir gariplik vardı, korkum hala etkisini sürdürüyordu sanki sonun siluetini görüyordum. Bunlar yaşanırken gece oldu ve herkes dağıldı, bende eve yalnız gidiyordum buyüzden ekstra dikkatli olmalıydım. Öncelikle her an aynı olayı yaşayabilirdim, bir katil gelip beni öldürebilirdi, kapkaççılar eşyalarımı çalabilirdi ve hatta tacize veya tecavüze bile uğrayabilirdim. Daha sonra arkamdan ürkütücü bir gülme sesi duydum, arkamı döndüğümde yine onun siluetini gördüm... bana bakıyor ve gülümsüyordu, arkamı döndüm ve hunharca koşmaya başladım. Eve geldiğimde Torakuda oradaydı
(Sanırım benim için endişeleniyor) diye düşündüm, yemeğimi yiyip yattım, tam o sırada odaya Toraku girdi. Ve yanıma gelerek beni teselli etmeye çalıştı, ben tamamen uyuyunca gitti... sabah kalktığımda Annem yemek hazırlıyordu. Ayrıca yaşadığımız bölgede garip garip şeylerde vardı, sanırım mutasyona uğramış hayvanlardı. Aşağı indim ve anneme sordum...
"Anne birşey sorabilirmiyim?"
"Tabiki sorabilirsin."
"Bu garip hayvanlar... onlar tam olarak ne?"
Annem bu soruyu duyunca şaşkınlığını gizleyemedi ve hemen cevap verdi.
"Onlar... Chaosun varlığı üzerine oluşmuş şeyler, insanlarla çok iyi anlaşanda var, gördükleri yerde insan öldüren psikopatlarda var."